Category Archives: Değerler ve Kültür

Dünya Değerler Araştırması- World Values Survey

Değişimin çoğu zaman ana tetikleyicileri teknolojik yenilikler veya siyasi gerilimler olmuştur. Ancak hem hangi teknolojinin benimseneceği hem de hükümetler üzerindeki baskılar, genellikle göz ardı edilen sosyal tutumlardan kaynaklanmaktadır. Şimdi, Dünya Değerler Araştırması’nın (WVS) 2022 itibariyle yaptığı yeni anket sonuçları, anketin başladığı 1981’den bu yana dünya çapında tutumların nasıl değiştiğine dair fikir veriyor.

WVS, dünya üzerindeki insan topluluklarının sosyal, politik, ekonomik, dini ve kültürel değerlerinin araştırılmasına adanmış, bilimsel ve akademik çalışmalar yapan uluslararası bir araştırma programıdır. Küresel nüfusun %94,5’ini temsil eden 120 ülkeyi kapsayan, her 5 yılda bir küresel olarak gerçekleştirilen karşılaştırmalı bir sosyal ankettir. Birleşik Krallık’ta, Ekonomik ve Sosyal Araştırma Konseyi tarafından finanse edilir ve Londra’daki King’s College’daki Politika Enstitüsü tarafından yönetilir.

Dünya Değerler Araştırması ne yapar? Dünya Değerler Araştırması (WVS), dünya çapında farklı toplumlarda değerleri ve inançları, kültürel istikrarı veya zaman içindeki değişimi ve değerlerin sosyal ve politik gelişim üzerindeki etkisini araştırır.

WVS, siyaset bilimciler Ronald Inglehart ve Christian Welzel’in çalışmalarına atıfta bulunarak, toplumlar arasındaki insani değerlerdeki farklılıkların çoğunun iki ana boyuta indirgenebileceğini öne sürüyor:

“Geleneksele karşı laik-rasyonel değerler” Geleneksel değerler dindarlığı, ulusal gururu, otoriteye saygıyı, itaati ve evliliği vurgularken, laik-rasyonel değerler bunların tam tersi durumları temsil ediyor.

“Hayatta kalma değerlerine karşı kendini özgürce ifade etme değerleri”. Hayatta kalma değerleri; güvenliğe özgürlükten daha fazla önem verir, eşcinsellik ve cinsel çeşitlilik kabul edilmez. Devlet öncelendiği için siyasi eylemlerden ve hak arayışlarından uzak durulur. Yabancılara güven duyulmaz ve mutluluk duygusu zayıftır. Kendini ifade etme ve özgürlük değerlerine sahip toplumlarda ise durum bunun tersidir.

Teori, varoluşsal güvenlik duyguları arttıkça insanların önceliklerinin gelenekselden seküler-rasyonel değerlere kaydığı ve bunun tersinin de geçerli olduğudur. Bu, en çok tarım toplumlarından sanayi toplumlarına geçişle ortaya çıkar. Hayatta kalmaktan kendini ifade etmeye geçişler, esas olarak endüstriyel toplumdan bilgi toplumuna geçişle yönlendirilen bireysel faillik duygusunun artmasıyla gerçekleşir.

WVS, yukarıdaki değer ayrımını dikkate alarak ülkelerin konumlarının bir haritasını oluşturdu (2023). (Her ülkenin değer yargılarının eksenlerde pozitif/negatif yönüyle gösterildiğine dikkat edin). Görüldüğü üzere İskandinav ülkeleri her iki boyutta da en yüksek puanları alıyorlar ve hemen arkalarından ise Yeni Zelanda ve Hollanda geliyor. Türkiye ise Afrika-İslam ülkeleri grubunun değerleriyle aynı grupta ve henüz geleneksel otoriter değerleri korumaya çalışan, özgürlük, laiklik ve rasyonellik için mücadele etmeye devam eden iki ana değerler grubu arasında kalmış bir ülke olarak görülüyor.

Inglehart–Welzel Kültür Haritası

 The Inglehart-Welzel World Cultural Map – World Values Survey 7 (2023). Source: http://www.worldvaluessurvey.org/

Sosyo-ekonomik gelişme ve kültürel değişim ilişkisi: Bu haritanın gösterdiği gibi, sosyoekonomik gelişme bir toplumun temel kültürel değerleriyle güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Daha zengin ülkelerin değer sistemleri, daha fakir ülkelerden dramatik ve sistematik olarak farklıdır. Tüm “yüksek gelirli” toplumlar (Dünya Bankası tarafından tanımlandığı şekliyle) her iki boyutta da nispeten üst sıralarda yer alır ve sağ üst köşeye doğru bir bölgeye düşer. Tersine, “düşük gelirli” toplumların tümü sol altta bir bölgeye düşüyor. Orta gelirli toplumlar, orta düzeyde bir kültürel ekonomik bölgeye girerler. Sosyoekonomik gelişme, kültürel mirasları ne olursa olsun toplumları ortak bir yöne doğru itme eğilimindedir.

Kaynak: https://www.worldvaluessurvey.org/WVSContents.jsp